Projenizi 3 adımda netleştirelim.

Gitmeden önce, kafanızdaki çözümü yazın,
Sizinle 10 dk içinde kısa bir fikir alış verişi yapalım.

Bu alan gereklidir.
Geçerli bir telefon numarası giriniz

Sahadan Notlar: Hangi çözüm akıllıca, “Akıllı Kameralar” ve “PC Tabanlı Sistemler”

smart mi software mi blog picture1

Yapay Görme ve Görüntü İşleme: Kalite Kontrolde Devrim Yaratan Teknoloji (Blog Yazı Dizisi Bölüm 5)

Merhaba, ben AMR TEKNOLOJİ’de görev yapan bir mühendisim. Benim ofisim genellikle klimalı, sessiz bir odadan çok, makine yağının keskin kokusunun, preslerin ritmik gümbürtüsünün ve konveyör bantlarının bitmek bilmeyen fısıltısının hakim olduğu üretim hatlarıdır. Bizim işimiz, bu organize kaosun içinde kusursuzluğu aramak ve bunu insan gözünün sınırlarının çok ötesinde bir tutarlılıkla garanti altına almaktır. Biz, Yapay Görme (Machine Vision) sistemleri tasarlayan ve hayata geçiren bir ekibiz. Yaptığımız şey, en basit tanımıyla, makinelere “görmeyi” ve “anlamayı” öğretmektir.

Önceki teknik yazılarımızda Yapay Görme’nin ne olduğunu, lenslerin, kameraların, aydınlatmaların nasıl bir araya geldiğini konuştuk. Ancak bugün, o teorik bilgilerin çelik konstrüksiyonlara, yazılım kodlarına ve en önemlisi, somut sonuçlara nasıl dönüştüğünü anlatacağım. Üretim hattında karşılaştığımız zorluklara getirdiğimiz iki temel mimari yaklaşımı ve bu yaklaşımların, özellikle Otomotiv ve Beyaz Eşya gibi dev sektörlerde nasıl inanılmaz başarı hikayeleri yazdığını bizzat kendi tecrübelerimle aktaracağım. Bu hafta konumuz Endüstride Akıllı Kameralar ve Software Temelli Görüntü İşleme Sistemleri, Uygulama Alanları ve Başarı Hikayeleri.

Kemerlerinizi bağlayın, çünkü şimdi teorinin çeliğe büründüğü, piksellerin kâra dönüştüğü bir yolculuğa çıkıyoruz.


İki Farklı Felsefe, Tek Bir Amaç: Kusursuz Üretim

Bir üretim hattında kalite kontrolü için bir Yapay Görme sistemi kurmaya karar verdiğinizde, kendinizi bir yol ayrımında bulursunuz. Bu yol ayrımı, projenin kaderini, bütçesini, esnekliğini ve geleceğini belirler. Önünüzdeki iki tabela şunları yazar: “Akıllı Kameralar” ve “PC Tabanlı Sistemler”. Dışarıdan bakıldığında ikisi de “kamera ile kontrol” gibi görünse de, bir mühendis için bu, bir bisiklet ile bir Formula 1 aracı arasındaki fark kadar büyüktür. İkisi de tekerleklidir, ama amaçları ve kabiliyetleri tamamen farklıdır.

1. Akıllı Kameralar (Smart Cameras): Hattın Çevik Sprinteri

Akıllı kameraları, ekibimizin “çevik sprinterleri” olarak tanımlamayı seviyorum. Onlar, belirli ve net bir görevi inanılmaz bir hızla ve basitlikle yerine getirmek için tasarlanmış, hepsi bir arada harika cihazlardır.

Nedir Bu Akıllı Kamera?

Hayal edin: Elinizde küçük, kompakt bir kutu var. Bu kutunun içinde bir lens, bir görüntü sensörü, bu görüntüyü işleyecek minyatür bir işlemci, geçici verileri tutacak bir bellek ve temel görevleri yapacak bir yazılım var. Hepsi bu kadar. Harici bir bilgisayara, karmaşık kablolamalara veya ayrı bir yazılım lisansına ihtiyacınız yok. Tıpkı modern bir akıllı telefonun kamerasının, fotoğrafı çektikten sonra kendi içinde filtre uygulayıp sosyal medyaya yüklemesi gibi, akıllı kamera da görüntüyü yakalar, kendi içinde işler ve sonucunu doğrudan üretim hattındaki PLC’ye (Programlanabilir Mantıksal Denetleyici) gönderir.

Sahada Nasıl Çalışır?

Bir müşterimizin meşrubat dolum tesisindeydik. Saniyede onlarca şişenin geçtiği bir hatta, sadece kapakların var olup olmadığını ve düzgün takılıp takılmadığını kontrol etmemiz gerekiyordu. Görev basitti: “Kapak var mı, yok mu? Varsa, eğri mi, değil mi?”

İşte bu, akıllı kamera için biçilmiş kaftandı. Kamerayı konveyörün üzerine monte ettik. Enerjisini ve tetikleme sinyalini aldık. Çıkışını da doğrudan PLC’nin bir dijital girişine bağladık. Kameranın kendi arayüz yazılımını kullanarak birkaç dakika içinde ilgi alanını (ROI – Region of Interest) kapağın olduğu bölgeye ayarladık. “Bu alanda belirli bir parlaklık ve şekil deseni varsa, çıkışı 1 yap (OK). Yoksa, 0 yap (NOK).” dedik. PLC, bu 0 sinyalini aldığında, bir pistonu iterek kapaksız şişeyi hattan ayırıyordu. Kurulum ve devreye alma işlemi yarım günden az sürdü.

Avantajları ve Dezavantajları Mühendis Gözüyle:

  • Artıları:
    • Hızlı Kurulum: Gerçekten de tak-çalıştır’a en yakın deneyimdir. Özellikle basit ve tekrarlayan görevlerde zaman ve mühendislik maliyetinden inanılmaz tasarruf sağlar.
    • Kompakt Yapı: Üretim hattında yerin kısıtlı olduğu, karmaşık panolara yer olmayan noktalar için idealdir.
    • Maliyet Etkin: Başlangıç donanım maliyeti, PC tabanlı bir sisteme göre önemli ölçüde daha düşüktür.
  • Eksileri (İşte Burası Kritik):
    • Sınırlı İşlem Gücü: O minyatür işlemci, yüksek çözünürlüklü bir görüntüyü saniyenin binde biri hassasiyetle analiz edemez. Bir araba motoru parçasındaki 0.1 mm’lik bir çapağı veya bir fırın kapağındaki kılcal bir çiziği arıyorsanız, akıllı kamera “Ben bu yükün altından kalkamam” der.
    • Esneklik Kısıtı: Yazılımı kapalı bir kutudur. Genellikle üreticinin sunduğu temel araçlarla (kenar bulma, parlaklık ölçme, desen tanıma) sınırlıdır. Yarın öbür gün, kontrol etmeniz gereken ürün değiştiğinde veya müşteri kalite beklentisini artırdığında, akıllı kamera yeni ve karmaşık taleplere uyum sağlayamaz. Derin Öğrenme gibi modern yapay zeka modellerini bu cihazlarda çalıştırmak neredeyse imkansızdır.

Sonuç olarak akıllı kameralar; basit var/yok kontrolleri, etiketlerin doğru yerde olup olmadığı, temel barkod veya QR kod okuma gibi net ve değişmeyen görevler için mükemmeldir. Ancak problemler karmaşıklaştığında, sahneye ikinci oyuncumuz çıkar.

2. PC/Software Temelli Görüntü İşleme Sistemleri: Maratoncu Beyin

Bu sistemler, bizim AMR TEKNOLOJİ olarak uzmanlaştığımız, tutkuyla geliştirdiğimiz ve en zorlu problemlere karşı sahaya sürdüğümüz şampiyonlardır. Eğer akıllı kamera bir sprinter ise, PC tabanlı sistemler, hem inanılmaz hızlı deparlar atabilen hem de ultra maraton koşabilecek kadar dayanıklı ve zeki bir dekatlondur.

Nedir Bu PC Tabanlı Sistem?

Mimarinin kendisi felsefesini eleverir: Ayrıştır ve Uzmanlaştır.

  1. Göz (Kamera): Görevi sadece ve sadece en kaliteli görüntüyü, en yüksek hızda ve en doğru şekilde yakalamaktır. Başka hiçbir şeyle ilgilenmez. Bu, projenin ihtiyacına göre seçilmiş, yüksek çözünürlüklü, global shutter’lı, saniyede yüzlerce kare çekebilen endüstriyel bir kameradır. Bazen bir, bazen on tanedir.
  2. Sinir Ağı (Kablolama ve Arayüzler): Bu kameralardan gelen devasa görüntü verisini (Gigabit Ethernet – GigE, Camera Link, CoaXPress gibi protokollerle) kayıpsız ve gecikmesiz bir şekilde beyne taşıyan sinir sistemidir.
  3. Beyin (Endüstriyel PC): İşte sihrin gerçekleştiği yer burasıdır. Yüksek performanslı işlemcilere (CPU), yapay zeka hesaplamaları için paralel işlem gücüne sahip grafik kartlarına (GPU), bol miktarda belleğe (RAM) ve hızlı depolama birimlerine (SSD) sahip, 7/24 çalışmak üzere tasarlanmış endüstriyel bir bilgisayardır.
  4. Ruh (Yazılım): Bu beynin içinde çalışan, bizim AMR TEKNOLOJİ olarak %100 kendi bünyemizde geliştirdiğimiz yazılımdır. Bu yazılım, gelen görüntü verisini alır, geleneksel algoritmalardan (ölçüm, analiz, morfoloji) ve en önemlisi, kendi eğittiğimiz özgün Derin Öğrenme modellerinden geçirerek bir karara varır.

Sahada Nasıl Çalışır?

Bu sistemlerin gücünü anlatmak için basit bir örnek yetersiz kalır. Gelin, sizi doğrudan derin sulara, başarı hikayelerimizden birinin mutfağına götüreyim. Ancak genel işleyiş şöyledir: Kameralar, bir ürünün farklı açılardan görüntülerini eş zamanlı olarak yakalar ve saniyede gigabitlerce veriyi endüstriyel PC’ye akıtır. PC’nin içindeki yazılımımız, bu görüntü akışını alır. GPU üzerinde çalışan Derin Öğrenme modelimiz, bir yüzeydeki gözle görülmesi imkansız bir renk tonu farkını veya bir contanın kenarındaki mikron seviyesindeki bir yırtığı saniyenin yüzde birinden daha kısa sürede tespit eder. Eş zamanlı olarak, CPU üzerindeki geleneksel algoritmalarımız, aynı parçanın kritik bir mil çapını binde bir milimetre hassasiyetle ölçer. Tüm bu analizlerin birleşimiyle ortaya çıkan nihai karar (OK/NOK, ölçüm değeri, hata tipi vb.) Profinet, OPC-UA gibi endüstriyel haberleşme protokolleri üzerinden sadece PLC’ye değil, aynı zamanda fabrikanın MES sistemine de gönderilir. Böylece hangi ürünün, ne zaman, hangi istasyonda, ne tür bir hatayla reddedildiği bilgisi anlık olarak kayıt altına alınır.

Avantajları ve Dezavantajları Mühendis Gözüyle:

  • Artıları:
    • Sınırsız Güç ve Esneklik: Sınır, bizim hayal gücümüz ve mevcut donanım teknolojisidir. İster 1 megapiksel, ister 50 megapiksel kamera kullanın. İster bir, ister yirmi kamera bağlayın. Yazılım bizim olduğu için, müşterinin hayal edebileceği en karmaşık kontrol senaryosunu bile koda dökebiliriz. Geleneksel algoritmalarla Derin Öğrenme’yi birleştirerek (Hibrit Yaklaşım), her iki dünyanın da en iyisini kullanırız.
    • Geleceğe Hazır Olma: Bugün sadece A modelini kontrol eden bir sistem, yarın ufak bir yazılım güncellemesi ve yeni bir model eğitimi ile B ve C modellerini de kontrol etmeye başlayabilir. Bu, müşteriye yaptığımız bir defalık bir satış değil, yıllarca kullanabileceği, geliştirebileceği bir platform sunmaktır.
    • Veri Madenciliği: Bu sistemler sadece “ayıklama” yapmaz, aynı zamanda veri üretir. Reddedilen parçaların istatistiklerini tutarak, üretimde hangi kalıbın aşınmaya başladığını, hangi operatörün daha fazla hatalı montaj yaptığını veya hammaddede bir kalite problemi olup olmadığını erkenden tespit etmenizi sağlar. Bu, reaktif kalite kontrolden, proaktif süreç iyileştirmeye geçiştir.
  • Eksileri:
    • Yüksek Başlangıç Maliyeti: Evet, donanım maliyeti (kamera, lens, PC, aydınlatma) ve daha da önemlisi, bu sistemi kuracak mühendislik birikimi, bir akıllı kameraya göre daha pahalıdır.
    • Karmaşık Entegrasyon: Kurulumu daha fazla uzmanlık, daha detaylı mekanik tasarım ve daha uzun bir devreye alma süreci gerektirir. Bu bir “proje”dir, basit bir “ürün montajı” değil.

AMR TEKNOLOJİ’nin Pusulası: Neden PC Tabanlı Sistemlerde Israr Ediyoruz?

Bu noktada şu soruyu sorabilirsiniz: “Madem akıllı kameralar bu kadar kolay ve ucuz, neden her zaman daha karmaşık olan yolu tercih ediyorsunuz?”

Cevap, bizim teknolojiye ve müşterilerimize bakış açımızda gizli. Biz kendimizi bir ürün satıcısı olarak görmüyoruz. Biz, müşterilerimizin en karmaşık ve kritik üretim problemlerini çözen stratejik bir ortağız. Müşterimiz bize geldiğinde, genellikle basit çözümlerin yetersiz kaldığı, insan gözünün çaresiz kaldığı, kalitenin ve marka itibarının tehlikede olduğu bir problemle gelir.

Bizim için bir projeye PC Tabanlı bir sistemle yaklaşmak, bir terzinin müşterisinin üzerine tam oturacak, en kaliteli kumaştan, yıllarca giyebileceği bir takım elbise dikmesi gibidir. Akıllı kamera ise, standart bedende, acil bir ihtiyacı karşılayan ama asla o hissi ve kaliteyi vermeyen bir çözüme benzer.

Bizim felsefemiz şunlara dayanır:

  1. Geleceği Satmak: Müşteriye sunduğumuz sistem, sadece bugünkü problemini çözmemeli. Üç yıl sonra piyasaya süreceği yeni ürün gamını da kontrol edebilecek altyapıya ve esnekliğe sahip olmalı. PC tabanlı mimari ve kendi yazılımımız bize bu gücü veriyor.
  2. Sınırları Zorlamak: Özellikle Derin Öğrenme, bizim oyun alanımız. Geleneksel algoritmaların “imkansız” dediği, yüzeydeki belirsiz lekeler, karmaşık montajlardaki anormallikler, tekstildeki doku hataları gibi problemler, ancak yüksek işlem gücüne sahip PC’lerde çalıştırılabilen, bizim tarafımızdan eğitilmiş özel sinir ağları ile çözülebilir.
  3. Veriye Dayalı Değer Yaratmak: Endüstri 4.0 çağında veri, yeni petroldür. Sistemlerimiz, müşterilerimize sadece “bu parça hatalı” demez. Onlara “son bir saatte 3. kalıptan çıkan parçaların %5’inde sağ üst köşede çapaklanma eğilimi başladı” gibi değerli bilgiler sunarak, daha büyük felaketler yaşanmadan önlem almalarını sağlar.

Bu yüzden evet, biz zor olanı seçiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, en zorlu problemlerin çözümü, en kalıcı ve en değerli sonuçları doğurur.


Savaş Alanından Hikayeler: Teorinin Gerçeğe Büründüğü Anlar

Şimdi sizi, bu felsefenin somut birer başarıya dönüştüğü iki gerçek projeye götürmek istiyorum. Bu hikayeler, bizim için sadece birer referans değil, aynı zamanda mühendislik tutkumuzun ve yeteneklerimizin birer kanıtıdır.

Başarı Hikayesi 1: Otomotiv Sektöründe Yüksek Hassasiyetli Montaj Kontrolü – “Sıfır Hata” Bir Ütopya Değil, Bir Matematik Problemidir

Savaş Alanı: Türkiye’nin en büyük otomotiv yan sanayilerinden birinin gürültülü ve tempolu üretim hattı. Dakikada onlarca motor soğutma sistemi parçası, banttan akıp gidiyor.

Problem: Masanın üzerinde duran parça, ilk bakışta basit bir plastik aksam gibi görünüyordu. Ama yakından incelediğinizde, adeta bir mühendislik harikasıydı. Üzerinde 8 farklı kritik bileşen vardı: minik bir conta, özel bir metal klips, iki adet pim, bir yay… Her birinin sadece var olması yetmiyordu. Contanın yatağına tam oturması, klipsin doğru açıda durması, pimlerin tam olarak doğru derinliğe kadar itilmesi gerekiyordu.

Sorun ne miydi? İnsan. En tecrübeli operatör bile, 8 saatlik bir vardiyanın altıncı saatinde yoruluyordu. Gözleri, sürekli aynı noktaya bakmaktan artık detayları seçemez hale geliyordu. Sonuç? %1’e varan bir hata kaçırma oranı. Bu oran size küçük gelebilir, ama günde on binlerce adet üretilen bir parça için bu, her gün yüzlerce hatalı ürünün ana sanayiye gitmesi ve potansiyel olarak binlerce aracın geri çağrılması riski demekti. Bu, milyonlarca dolarlık bir riskti.

AMR TEKNOLOJİ Çözümü (PC Tabanlı Derin Öğrenme):

Proje bize geldiğinde, standart çözümlerin hepsinin denendiğini ve başarısız olduğunu gördük. Akıllı kameralar, bu kadar çok bileşeni aynı anda ve bu kadar farklı kritere göre değerlendiremiyordu.

  • Mekanik ve Donanım Tasarımı: İşe, parçayı en doğru şekilde “sorgulayacak” fiziksel ortamı tasarlamakla başladık. Parçayı bir “sorgu odasına” aldık. Bu oda, dış ortam ışığından tamamen izole, bizim tarafımızdan tasarlanmış bir kabindi. İçeriye, her biri farklı bir göreve odaklanmış 4 adet yüksek çözünürlüklü GigE kamera yerleştirdik. Üç tanesi yukarıdan farklı açılarla parçanın genel montajına bakarken, dördüncü kamera yandan, pimlerin o kritik derinliğini ölçmek için pozisyonlandı. Aydınlatma, bu projenin kilit noktasıydı. Tek bir sabit ışıkla tüm hataları görmek imkansızdı. Biz de, milisaniyeler içinde farklı renk ve açılardaki ışıkları yakıp söndüren (flaşlama) karmaşık bir aydınlatma sekansı tasarladık. Örneğin, kırmızı ışık contanın yüzeyindeki yırtıkları ortaya çıkarırken, yandan gelen beyaz bir çizgi ışık, klipsin duruş açısını mükemmel bir şekilde gösteriyordu.
  • Yazılım (AMR’nin Büyüsü):
    • Derin Öğrenme Sahneye Çıkıyor: Contanın yüzeyindeki o minik yırtılma veya klipsin sadece 2 derece yanlış açıyla durması gibi durumlar, geleneksel algoritmalarla tanımlanamayacak kadar “belirsiz” hatalardı. İşte burada, kendi geliştirdiğimiz Derin Öğrenme Sınıflandırma modelini devreye soktuk. Binlerce “sağlam” ve “hatalı” parça görüntüsüyle eğittiğimiz modelimiz, bu karmaşık ve daha önce hiç görmediği “uygunsuzluk” durumlarını, insan gözünün çok ötesinde, %99,99’luk bir doğrulukla tespit etmeyi öğrendi.
    • Geleneksel Güçle Birleşim (Hibrit Yaklaşım): Pimlerin derinliği gibi, net ve matematiksel olarak ölçülebilen kriterler için Derin Öğrenme kullanmak gereksizdi. Bu ölçüm için, dördüncü kameranın önüne özel bir Telesentrik Lens yerleştirdik. Bu lens, perspektif hatasını ortadan kaldırarak, bize milimetrenin yüzde biri hassasiyetinde ölçüm yapma imkanı tanıdı. Geleneksel boyutsal analiz algoritmalarımız bu ölçümü saniyenin binde biri sürede gerçekleştirdi.

Sonuç ve Zafer Anı:

Sistemi devreye aldığımız ilk gün, hattın sonundaki kırmızı kutuya düşen ilk hatalı parçanın yanına gittik. Ekranda “Hata: Klips Montaj Açısı Düşük” yazıyordu. Operatörler parçayı ellerine alıp baktılar ve “Bunda bir şey yok” dediler. Ölçüm aletleriyle kontrol ettiğimizde, sistemimizin haklı olduğunu gördük. Açı, toleransın sadece yarım derece dışındaydı. O an, projenin başarılı olduğunu anladığımız andı.

Sistem, 1,5 saniyelik çevrim süresiyle %100 kontrol sağlayarak, hata kaçırma oranını matematiksel olarak sıfıra indirdi. Ama asıl hikaye bundan sonra başladı. Sistemimizden topladığımız verileri analiz ettiğimizde, belirli bir kalıptan çıkan parçalarda klipsin sürekli olarak sınıra yakın bir açıda takıldığını fark ettik. Bakım ekibini uyardık. Kalıbı incelediklerinde, bizim verilerimizin işaret ettiği noktada bir aşınma başladığını gördüler. Kalıp tamamen bozulmadan ve binlerce hatalı parça üretilmeden önleyici bakım yapıldı. İşte bu, PC tabanlı bir sistemin sadece bir kontrol mekanizması değil, bir süreç iyileştirme aracı olduğunun en net kanıtıydı.

Başarı Hikayesi 2: Beyaz Eşya Sektöründe Yüzey Estetiği – Gözün Göremediği, Yapay Zekanın Yakaladığı Estetik

Savaş Alanı: Pırıl pırıl, son teknoloji bir beyaz eşya fabrikası. Üretimden çıkan fırın kapakları ve buzdolabı panelleri, adeta birer ayna gibi parlıyor.

Problem: Markanın en büyük satış vaadi, kusursuz tasarımdı. Ancak bu parlak, cilalı yüzeyler, en küçük kusuru bile bir spot ışığı gibi belli ediyordu. Üretim sürecinden kaynaklanan çok ince bir çizik, bir yağ damlasının bıraktığı belli belirsiz bir leke veya boyanın altına sıkışmış bir toz zerresi, o kusursuz algıyı yerle bir ediyordu. İnsan gözü bu tür hataları yakalamakta inanılmaz derecede tutarsızdı. Yorgunluk, aydınlatma açısı, hatta operatörün o anki ruh hali bile kararı etkiliyordu. Sonuç? Artan müşteri şikayetleri ve iadeler, marka imajına zarar veriyordu.

AMR TEKNOLOJİ Çözümü (PC Tabanlı Anomali Tespiti):

Bu problem, bir önceki otomotiv projesinden tamamen farklı bir yaklaşım gerektiriyordu. Burada belirli hataları aramıyorduk; “kusursuzluktan herhangi bir sapmayı” arıyorduk.

  • Mekanik ve Donanım Tasarımı: Geniş bir yüzeyi, hareket halindeyken yüksek çözünürlükle taramak için standart alan kameraları yetersizdi. Çözümümüz, yüksek hızlı bir Çizgi Tipi Kamera (Line Scan Camera) kullanmak oldu. Bu kamera, tek bir piksel satırı halinde saniyede binlerce kez görüntü alır ve parça altından geçerken, bu satırları birleştirerek yüzeyin devasa, “açılmış” bir dijital fotoğrafını oluşturur. Kusurları ortaya çıkarmak için ise, özel olarak tasarladığımız bir “ışık tüneli” olan Difüz Alan Işıkları kullandık. Bu aydınlatma, yüzeydeki yansımaları ve parlamaları tamamen ortadan kaldırarak, sadece yüzeyin kendi dokusunu ve üzerindeki en ufak kusurları görünür kıldı.
  • Yazılım (Farklı Bir Yapay Zeka Felsefesi):
    • Anomali Tespiti: Bu projede, sisteme “çizik budur, leke budur” diye tek tek öğretmedik. Bu, hem imkansızdı hem de gelecekte ortaya çıkabilecek yeni hata tiplerini kapsamayacaktı. Bunun yerine, “Anomali Tespiti” adı verilen, son derece zarif bir Derin Öğrenme tekniği kullandık. Modelimizi, binlerce “kusursuz”, “mükemmel” yüzey görüntüsüyle eğittik. Ona, olması gerekenin ne olduğunu öğrettik. Eğitim bittiğinde, sistemimiz artık bir “kusursuzluk uzmanıydı”. Üretim sırasında, daha önce hiç görmediği bir kusur (çizik, leke, toz kalıntısı) içeren bir yüzeyle karşılaştığında, bunu anında “Bu benim bildiğim mükemmelliğe uymuyor, bu bir anomali!” diyerek işaretledi. Hatta bu anormalliğin seviyesini derecelendirerek, “hafif kusur” ile “kritik kusur” arasında ayrım yapmasını sağladı.
  • Otomasyon ve İzlenebilirlik: Sistem bir hata tespit ettiğinde, sadece bir sinyal üretmekle kalmadı. Hatalı parçanın yüksek çözünürlüklü görüntüsünü, hatanın konumunu işaretleyerek anında operatörün önündeki ekrana düşürdü ve veritabanına kaydetti. Aynı zamanda, AMR otomasyon ekibimizin entegrasyonu sayesinde, konveyör hattının sonundaki 6 eksenli bir robot kola sinyal göndererek, hatalı parçanın insan eli değmeden ayrıştırma alanına yönlendirilmesini sağladı.

Sonuç ve Değişen Kültür:

Hata tespit süresi parça başına 3 saniyenin altına indi. Sistem devreye alındıktan sonraki altı ay içinde, estetik kusurlardan kaynaklanan müşteri iadeleri ve şikayetleri %80 oranında azaldı. Ama en büyük başarı bu değildi. En büyük başarı, fabrikadaki kalite kültürünü değiştirmekti. Artık kalite, operatörlerin subjektif ve yoruma açık yargılarına değil, her parça için aynı hassasiyetle, tutarlı ve nesnel bir şekilde karar veren bir yapay zeka modelinin kararına dayanıyordu. Bu, markanın “kusursuzluk” vaadini, somut ve ölçülebilir bir teknoloji ile güvence altına alması demekti.


Geleceğin Fabrikasına Bir Davet

Bu anlattıklarım, AMR TEKNOLOJİ’de yaşadığımız yüzlerce zorlu mücadelenin sadece iki örneği. Her proje, bizim için yeni bir bulmaca, yeni bir heyecan. Biz, sadece kamera veya yazılım satan bir firma değiliz. Biz, otomasyon bilgimizi, mekanik tasarım yeteneğimizi ve en önemlisi, %100 kendi bünyemizde geliştirdiğimiz yazılım gücümüzü bir araya getirerek, müşterilerimize uçtan uca, anahtar teslim çözümler sunan bir mühendislik ortağıyız.

Üretim hattınızda insan gözünün yetersiz kaldığı, kalitenin bir türlü standardize edilemediği, verimliliğinizi düşüren ve itibarınızı zedeleyen bir probleminiz mi var?

Hangi mimarinin (Akıllı Kamera’nın hızı mı, yoksa PC Tabanlı sistemlerin zekası mı) sizin projeniz için en uygun olduğunu birlikte analiz edelim. Gelin, üretim süreçlerinizi daha akıllı, daha verimli ve daha kaliteli hale getirecek teknolojiyi birlikte tasarlayalım.

Kendi başarı hikayenizi yazmak için bizimle iletişime geçin. Biz, sahadayız, meydan okumaya hazırız.

Sevgiyle kalın.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top